Prof. Uslucan, göçmenlerin siyasi katılımı üzerine konuşarak, yeni vatanlarında siyasi süreçlere aktif bir şekilde katılmalarının önemini vurguladı. Bu katılım; seçimlere katılma, siyasi partilere üyelik, göçmen örgütlerinde veya sivil toplum inisiyatiflerinde yer alma gibi çeşitli şekillerde kendini göstermektedir. Bu katılımın gerçekleşmesinde seçim hakkı, vatandaşlık ve entegrasyon politikaları gibi yasal çerçeveler merkezi bir rol oynamaktadır.
Prof. Uslucan ayrıca, dil ve kültürel engellerin yanı sıra yetersiz siyasi temsil gibi mevcut zorluklara dikkat çekti. Bununla birlikte, siyasi katılımın yalnızca entegrasyonu teşvik etmekle kalmayıp demokrasiyi de güçlendirdiğini ve göçmenlerin çıkarlarını ve bakış açılarını aktif bir şekilde dile getirebilmelerine olanak sağladığını belirtti.
Prof. Jopp, konuşmasında Almanya’nın Avrupa politikası ve Türkiye politikasını ele alarak bu konuların temel unsurlarını vurgulamıştır. Almanya’nın Avrupa politikası, Avrupa entegrasyonuna, ekonomik istikrara ve kriz zamanlarında dayanışmaya olan güçlü bağlılığıyla öne çıkmaktadır. AB’nin itici gücü olarak Almanya, istikrarlı bir ekonomik ve parasal birlik, iddialı iklim hedefleri ve ortak bir göç politikası için çaba göstermektedir. Ayrıca AB’nin genişlemesini desteklemekte ve dış politika ile güvenlik alanında daha yoğun bir iş birliğini, genellikle Fransa ile yakın ortaklık içinde, teşvik etmektedir. Ancak Almanya, artan Avrupa şüpheciliği, ulusal çıkarlarla AB hedefleri arasındaki denge ve jeopolitik gerilimler gibi zorluklarla da karşı karşıyadır. Bu bağlamda Almanya, Avrupa iş birliğinde arabulucu ve itici bir güç olarak kilit bir rol üstlenmektedir.
Son güncelleme : 8.01.2025 14:52:54